Hakkımızda
İnsanı insan yapan en önemli özelliklerinden biri de bedensel olarak beslenme ihtiyacının yanında, ruhsal ve zihinsel olarak doyurulmaya ihtiyaç duymasıdır. Zihinsel ve ruhsal gelişimi için insanlar ve toplumlar her zaman yeni yollar, yeni teknikler aradılar.
Odak Yaratıcı Dramanın kurucuları olan bizler, eğitimde yeni yöntemlere ve öğrenmelere açık kişiler olarak insan doğasına en yakın yöntemlerden biri olan yaratıcı drama ile tanıştık. Yaratıcı drama ile tanışmamız bizde, bu yöntemin başka eğitimciler, aileler, meslek grupları ve çocuklara ulaşması için bir mekân ve kurum oluşturma isteği oluşturdu.
Öncelikle Yaratıcı dramanın ustalarından uzun soluklu yaratıcı drama eğitimi aldık ve çalışmalarımızı tamamladık. Bu ustalar uzun zamandır yaratıcı dramanın eğitimcilere ve çocuklara ulaşması için çaba gösteren değerli uzmanlar.
Ustalardan öğrendiğimiz becerileri başkalarına ulaştırmak şimdide bizim görevimiz. Çünkü bu bir bayrak yarışı ve biz bunun bilincindeyiz. Bu bayrak, yıllar boyunca elden ele, gelecek kuşaklara ulaşacaktır.
YARATICI DRAMA
Ustalardan biri “dilden önce, rol vardı” diye bir söylemde bulunur. Bu yaratıcı dramanın ne kadar kadim bir yöntem olduğunu anlatmak için yeterlidir diyemiyorum. Yaratıcı drama, özellikle drama (doğaçlama oyun) üzerinde çok çok düşünmemiz ve konuşmamız gereken bir yöntemdir. Bütün canlılar bilgilerini gelecek kuşaklara çeşitli yöntemlerle aktarırlar. Ancak hepsinin kullandığı ortak dil, rol ve oyundur. Bu iddianın ne kadar doğru olduğunu anlamak için doğaya çıkıp diğer canlıları gözlemek, anne çocuğun ilişkisine bakmak gerekir. Yaratıcı drama rolle(oyun) öğrenme ve öğretme yöntemidir. Yaratıcı drama özellikle çocuk eğitiminde önemli bir yöntemdir. Çünkü çocuklar 18 yaşına kadar çoğunlukla kinestetik öğrenme yöntemini kullanır. Kinestetik öğrenme yöntemini en iyi ifade eden yöntem ise yaratıcı dramadır.
Yaratıcı drama bir yöntem olarak kullanılması aşamasında tiyatronun bir takım tekniklerinden yararlanır.
İnsanlar dramayı dilden de önce bir iletişim yöntemi olarak kullandılar. Ancak toplumsallaşmanın gelişmesi ile birlikte günlük yaşamı ve doğa ile ilişkilerini düzenlemek amacıyla ritüelleri kullandılar. Ritüeller ise dramanın en etkin kullanıldığı yöntemlerden biri olmuştur.
Drama doruk noktasına milattan önceki yıllarda yunan toplumunu eğitmek için tasarlanmış tragedyalarla ulaştı. Tregedyalar dönüşerek tiyatronun temellerini attı.
Günümüzden elli yıl kadar önce İngiltere’de yaşayan bir kadın eğitici Doroty Heatcote rol ve oyunun çocuklar için ne kadar değerli bir eğitim yöntemi olduğunu yeniden keşfetti. Böylece Yaratıcı dramanın uyanışı ve yolculuğu yeniden başladı.